Ali Çağatay
Siyasi suçlulara yönelik af çalışması olduğunu iddia eden Doğan, “Özellikle siyasi tutuklu-hükümlülere yönelik bir af çalışması var. Orman suçları, toplumun vicdanını kanatan katliamlar ve istismar suçluları istisna edilecek. İnsanlar suç işlemiş olabilirler, önemli olan suçun kaynağını kurutmak” dedi.
Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programına, eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi bölümünden Prof. Dr. Kamil Yılmaz konuk oldu.
Kapsamlı bir af geleceğine dair iddialarda bulunan Müslüm Doğan, hükümete yakın bir kaynağından aldığı duyumlara göre bu yönde çalışmaların olduğunu söyledi. Doğan, hazırlanan af çalışmasının siyasi tutuklulara yönelik olduğunu belirtirken kararın 29 Ekim’de yürürlüğe gireceğini iddia etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin konuşan Prof. Dr. Kamil Yılmaz ise, öncelikle doğru enflasyon verilerinin toplum ile paylaşılması gerektiğini söyleyerek yüzde 50’nin üzerinde bir faiz oranının gerekli olduğunu kaydetti.
Doğan: Toplumsal barış için bir fırsat
Yüz kızartıcı suçların istisna tutulduğu kapsamlı bir af çalışmasının yürürlüğe gireceğini söyleyen Müslüm Doğan, toplumsal barışın sağlanması için bunun gerekli olduğunu şöyle anlattı:
“Söyledikleri bu zamana kadar tekzip edilmemiş saygın bir siyasetçiden aldığım bilgiye göre, özellikle siyasi tutuklu-hükümlülere yönelik bir af çalışması var. Söylediğine göre ciddi bir metin çalışması var ve eğer buna karar verilirse 29 Ekim’de yürürlüğe girecek. Orman suçları, toplumun vicdanını kanatan katliamlar ve istismar suçluları istisna edilecek. Af meselesi toplumun bir ihtiyacı olarak görülüyor. Ben de toplumsal barış için bir fırsat olarak değerlendiriyorum. Yeni bir sayfa açmak lazım. İnsanlar suç işlemiş olabilirler, suç işleme koşullarını ortadan kaldırmak lazım. Önemli olan suçun kaynağını kurutmak.”
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) hazırlanan af çalışmasına sıcak bakmadığını dile getiren Doğan, şöyle devam etti:
“Burada MHP’nin karşı çıktığı söyleniyor. Siyasi düşünce suçlarıyla ilgili hususa MHP’nin ciddi bir set oluşturduğu konuşuluyor. Dünkü görüşmede de (Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli görüşmesi) bu konunun ele alındığını düşünüyorum. Gelinen noktada artık kapsayıcı, demokratik bir sistemi kurmamız için çaba sarf etmemiz lazım.”
Prof. Yılmaz: Faiz yüzde 50’nin üzerinde olmalı
Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi bölümünden Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Merkez Bankası’nın bugünkü Para Politikaları Kurulu (PPK) toplantısında haziran ayı faiz oranını belirlemesi beklenirken, öncelikle enflasyon verilerinin doğru paylaşılması gerektiğine dikkat çekti.
Yılmaz, ayrıca PPK üyelerine de seslenerek, “Bu kişiler liyakat sahibi iktisatçıların söylediklerini mi yapacaklar yoksa emir-komuta zinciri içerisinde mi çalışacaklar?” dedi:
“Merkez Bankası’nın asli görevi enflasyon ile mücadeledir. Bu mücadele için önce enflasyonun doğru tespit edilmesi lazım. Gerçek enflasyonun Türkiye İstatistik Kurumu'nun verdiği enflasyondan yüksek olduğunu biliyoruz. TÜİK’in verisine göre yıllık enflasyon yüzde 39. Merkez Bankası’nın kısıtlı bir ekonomiste sorduğu, bir yıl sonraki enflasyon beklentisi de yüzde 31 civarında. Siz faizinizi bir yıl sonraki enflasyon beklentisinin üzerine çıkarmalısınız. Benim gelecek sene enflasyon beklentim ise yüzde 50’ler civarında. Dolayısıyla faizin de yüzde 50’nin üzerine çıkması gerektiğini düşünüyorum.”
Ekonomide kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Yılmaz, mevcut ekonomik politikalardan endişe duyduğunu şöyle aktardı:
“Bugün karar verecek PPK üyeleri enflasyon yükselirken faizi 19’lardan 8 buçuklara getiren üyeler. Bu kişiler liyakat sahibi iktisatçıların söylediklerini mi yapacaklar yoksa emir-komuta zinciri içerisinde mi çalışacaklar? Faizin en azından resmi enflasyon rakamının üzerinde 35 civarlarında olması gerekiyor ama bunun bile mümkün olmayacağını görüyoruz. Bu politikanın hedefi enflasyon ile mücadele değil. Burada hedef piyasalarda dövize olan talebi azaltmak ve cari açığa çözüm üretmek. Bunlar da geçici çözümler.”
