SİYASET
Giriş Tarihi : 15-11-2023 15:04   Güncelleme : 15-11-2023 15:09

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Sende atom bombası var mı, yok mu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepkisini sürdürdü. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya selendi ve ''Sende atom bombası var mı, yok mu? Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz." ifadelerini kullandı. Erdoğan, CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel'i de isim vermeden eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Sende atom bombası var mı, yok mu?

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.''İsrail terör devletidir.'' diyen Erdoğan, şunları keydetti:

"Büyük Filistin Mitingini bahane ederek..."

28 Ekim'de 1,5 milyon insanımızın katılımı ile Büyük Filistin mitingi ile mazlum Gazze halkının yanında olduğumuzu gösterdik.  Ertesi gün malumunuz 29 Ekim'di. Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşını 85 milyon olarak hep birlikte büyük bir coşkuyla kutladık. Böylece öküz altında buzağı arayan, Büyük Filistin Mitingini bahane ederek fitne peşinde koşan istismarcılara esaslı bir ders verdik.

TCG Anadolu'nun büyük kardeşi olacak yeni nesil bir uçak gemisi inşa etmek için kolları sıvadık. Hava gücümüzde çarpan etkisi yapacak beşinci nesil milli muharip uçağımız KAAN'la ilgili çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah 2023 senesi bitmeden KAAN'ın havalandığını göreceğiz. SİHA teknolojisinde çığır açan Bayraktar TB3'ün çeşitli testleri başarıyla gerçekleştiriliyor. Genel maksat helikopterimiz GÖKBEY, 20 bin feet irtifa testini sorunsuz şekilde tamamladı. AKSUNGUR İHA, milli motoruyla 30 bin feet yükseklikte ki uçuşunu başarıyla yaptı.

Daha önce de ifade ettim Türk milleti olarak bu topraklarda hür, onurlu ve huzurlu şekilde yaşamak istiyorsak güçlü olmak mecburiyetindeyiz.  Vatan topraklarımızla ilgili habis niyetler taşıyan çevreler, ne kadar dikkatli hareket ederlerse etsinler kendilerini bir şekilde ifşa ediyorlar. Yıllarca Ermenistan ülkemiz topraklarıyla ilgili ham hayaller peşinde koştu. Karabağ savaşıyla dersini aldı, yerine oturdu. Şimdi de İsrail yöneticileri benzer hezeyanları ifade etmeye başladılar. Hiç merak etmesinler bin yıldır sayısız benzer hayal sahibi gibi bunların da sonu hüsran olacaktır. Komşularımızı bize karşı kışkırtanların, PKK'yı üzerimize salanların, FETÖ'yü sinsice içimize sokanların hevesini kursaklarında bırakmayı hep sürdüreceğiz. Bunun için önce milletçe birlik, beraberliğimizi güçlendirmeye ihtiyacımız var. Biz 85 milyon tek yürek, tek bilek olduğumuz sürece Allah'ın izniyle kimse sırtımızı yere getiremez.

"Netanyahu gidicidir"

Netanyahu iki tarafına bakan koymuş basın açıklaması yapıyor ve zannediyor ki o bakanlar beni kurtaracak ama o bakanlar bile Netanyahu ile birlikte aynı istikamette yürümüyor. Netanyahu gidicidir. Mesele dünyada haklının yanında yer alacak olanların duruşudur. Bu konuda maalesef beklenen  gelişmeler olmuyor. ABD başta olmak üzere batı hala ters  yüz olarak duruma bakıyor. Fransa önce başka açıklamalar yapıyor sonra geri vitese takıyor. Filistindekilerin durumu gibi dimdik dost doğru ama kalkıp da akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun.

"Ecelin geliyor istediğin kadar nükleer bombaya sahip ol gidicisin"

ABD'nin ve batılı ülkelerin desteğini alan İsrail katliamlarına devam ediyor. İsrail bir terör devletidir. Hamas'ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun Hamas Filistin'de seçimlere girip seçim kazanmıştır. Hakkını haklarını elinden aldınız İsrail, ABD birlikte aldılar. Bu gerçekleri görelim. Ama hala benim ülkemde bile Hamas'ın siyasi parti olduğunu bilmeyen anlamayanlar var. İsrail tarafından katledilen üçte ikisini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Netanyahu'ya sesleniyorum sende atom bombası var mı, yok mu? Sıkıysa açıkla. Ey İsrail sende atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun biz biliyoruz. Ecelin geliyor istediğin kadar nükleer bombaya sahip ol gidicisin. Karşımızda soykırım var. Yüzlerce binlerce avukat bunları kesinlikle soykırım noktasında adımları atıp gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içinde olacağız. Katliamlara destek verenleri de unutmuyoruz. İnsanlık suçlarına ses çıkarmayanlar failler kadar suçlara ortaktır. 

Gazze tüm dünyada maskeleri düşürmüş, cafcaflı kavramların arkasına gizlenen gerçek yüzleri ortaya çıkarmıştır. Bu kriz sadece yurt dışında değil, ülkemizde de bir turnusol işlevi gördü. Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da milletimizin ezici çoğunluğu, Gazze meselesinde vicdanlı, onurlu ve dirayetli bir duruş sergiledi. Çeşitli yöntemlerle hukuk ve demokrasi zemininde İsrail'e tepki gösteren tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Sosyal medya mecralarından gazete ve televizyona tüm iletişim araçlarını kullanan basın mensuplarını tebrik ediyoruz.

11 Kasım cumartesi günü Riyad'da düzenlene zirvede Gazze krizindeki duruşumuzu kayda geçirdik. Biz alınan kararların hayata geçirilmesi için gereken çabayı harcayacağız. İnsani yardımlar 10 uçak dolusu malzemeyi Mısır'a sevk ettik. Cuma günü de 666 tonluk yardım malzemesi taşıyan gemimizi bölgeye gönderdik. 

"Aktörler değişti söylemler değişti genel başkanlar değişti"

27 Mayıs'ı alkışlarla karşılayanlar darbeyi hürriyet anayasa bayramı diye zorla kutlatanlar iktidar için terör örgütleri ile iş tutunlar bunların hepsi de CHP zihniyetinin farklı dönemlerdeki temsilcileriydi.27 Nisan bildirgesinden 367 garabetine partimize yönelik kapatma davasından MİT krizine FETÖ'nün 17-25 Aralık girişimine kadar milletin egemenliğini hedef alan teşebbüslere aleni destek verenler bunlardı. Anadolu insanını hürmete ve hizmete layık görmediler. Demokrasiyi içlerine sindiremediler. Aktörler değişti söylemler değişti genel başkanlar değişti ama CHP'nin faşist kodlarında değişim olmadı.

CHP'nin faşist kodlarında en ufak bir değişim olmadı. Atatürk'ün partisi kimi zaman mezhepçi fanatiklerin kimi zaman marjinal örgütlerin kimi zaman da bukalemun tiplerin elinde adeta oyuncağa döndü. Değişim dediler ancak kurultaylarında Selo'sundan Kavala'sına ne kadar demokrasi düşmanı varsa selam çaktılar.

CHP'nin genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı yoksa emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturan efendilerinin bir sonraki adımı ne olacak o da meçhul. Ama genel başkanında onu oraya getirenlerin de iplerini ellerinde tutanların amaçlarının asla değişmediğini gayet iyi biliyoruz. Dikkat ederseniz son seçimler öncesinde iyice ayyuka çıkan Kandil ve Pensilvanya iş birliklerini sonlandırma adına hiçbir emare göstermediler. Seçim hezimetinim tüm faturasını genel başkanlarına keserek kendilerini temize çekmeye çalıştılar.

"Genel Başkanlık koltuğunda oturan yeni şahsın..."

(Kemal Kılıçdaroğlu) Galiba bir ofis aşmış orada inşallah mutfağı da unutmamıştır. CHP ve 7'li koalisyonda kimin kimi hançerlediği bizim meselemiz değildir. Genel Başkanlık koltuğunda oturan yeni şahsın selefi gibi çarkçı olması bizi alakadar etmez bunlar CHP'nin iç meselesidir.

Yerel seçim mesajı

31 Mart'a hazır mıyız? Başta İstanbul, Ankara olmak üzere büyükşehirlerimizi yeniden toparlayarak gerçek sahiplerine teslim edelim. Milletim bunlardan çok çekti İstanbullu Ankaralı hatta İzmirli de çok çekti. Bunu yeniden sahiplerine teslim edelim ve yeniden bir doğumu gerçekleştirelim. CHP'nin beceriksiz belediye başkanlarının idaresinde çürüyen şehirlerimizi inşallah bu iş bilmezlerin elinden kurtaracağız.

"CHP'nin bugün bireysel başvuru konusunda söyleyecek sözü yoktur olamaz"

Göreve geldiğimizde Türkiye'yi dört ana kolon üzerinde yükseltme sözünü vermiştik. Yargı sistemimizi reforme ettik. Adalet teşkilatımızın tüm birimlerini modern hizmet binalarına kavuşturduk. Yargıyı militanlaştıranlar yargının tarafsız hale gelmesini istemedi. Darbe anayasasının değişmemesi için her yolu denediler. Bireysel başvuru hakkı da bunlardan bir tanesi. CHP anaysa değişikliğine hayır dedi hatta değişikliklerin iptali için Anaysa Mahkemesine başvurdu. CHP'nin bugün bireysel başvuru konusunda söyleyecek sözü yoktur olamaz.

İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını 'darbe' olarak nitelemek bir başka utanmazlıktır. Allah korusun bu ülkede darbe ve kalkışma olsa en büyük destekçisi CHP olacaktır. Tüm anti demokratik senaryonun baş aktörü yönetmeni CHP'dir. Türkiye'de kalkışma ve darbe olsa idi CHP darbecilerin safında olurdu. CHP ve ortaklarının afaki söylemlerinin kıymeti yoktur.

"Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki mesele"

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki mesele iki yüksek yargı olanlarının görev alanları ile ilgili görüş farklılığından ibarettir. Bireysel başvuru hakkının kullanımı noktasında yaşanan sorun zaten ifade ediliyordu. Her iki yüksek yargı organı başkanları dahil görüşmelerimizde bu konudaki şikayetlerini dile getiriyorlardı. AYM'nin 130 bin dosya sayısına ulaşan bir iş yükünün altından kalkması mevcut şartlarda mümkün değildir. Yargıtay'ın açıklamalarında dile getirdiği serzenişleri de göz ardı edemeyiz. Bize bu tartışmada hüküm vermek değil hakem olmak düşer.

"Oturmak için yer arıyorsan parka git "

Anayasamızın 104. maddesine göre devlet organlarının düzenli çalışmasını temin etme görevi bizdedir. Sorunun acil çözümü konuyla ilgili anayasal yasal değişikliklerin süratle yapılmasından kalıcı çözüm sivil anayasadan geçmektedir. Meclis ülkenin meselelerinin çözüm üretme meciidir. Oturma eylemi yapma yeri değildir. Oturmak için yer arıyorsan parka git. 

31 Mart'a kadar AK Parti olarak seferberlik ruhu ile çalışacaksak bunun lokomatifliğini milletvekilleri olarak sizler yapacaksınız. Herkesten daha fazla siz koşturacaksınız, elinden tutulmadık kimseyi bırakmayacaksınız.  Kaynak:internethaber

AlparslanAlparslan