https://www.forahaber.com/files/uploads/user/69673.jpg
NİHAT ALPARSLAN

Korona İnsan olduğumuzu Bizlere Hatırlattı..

26-12-2020 20:35

Yapmak isteyip yapamadıklarımı gerçekleşmeye başladım..Covit 19 yaşamın,sağlığın ne kadar değerli olduğunu hafızalarımıza kazıdı..Zenginle fakir arasındaki o acımasız sınıf farkını ortadan kaldırdı..Duyup acaba nasıl oluyor dediklerimizi bize yaşattı.

Bu sayede o şaşırıp kaldıklarımızı şimdi yaşıyoruz.

 

Salgın sürecinde yaşanan kapanmaların da etkisiyle, Zoom ve benzer yazılımlar sayesinde çok sayıda insanın evden çalışması mümkün oldu. Belki de birkaç yıl içinde yaşanacak geçiş dönemi aylar içinde yaşanabildi ve insanlar ofisten uzakta evlerinde çalışabildi.

Bir anlamda geleceğin çok da ötelerde olmadığına şahit olduk doğrusu…

Aslında birkaç yıl önce uzaktan çalışma kavramına ne kadar uzak isek, şu anda bir o kadar yakınız. Belki de evden çalışmak küresel bir trend olarak bile görülebilir artık…

Gelinen bu noktada, kavramlar arasındaki mesafenin bu kadar hızlı bir dönüşüm içinde olması, şu soruyu sormayı gerekli kılıyor:

 

Sıcağı sıcağına olayları yaşarken bazı konular çok da önemli gelmeyebilir belki… Ve fakat biraz açıyı genişletince konuların boyutları hemen değişiyor.

Görünen o ki, önümüzdeki dönemde çalışma dünyası bazılarımız için daha esnek, bazılarımız için de daha acımasız ve güvensiz olabilir. Yetenekli ve donanımlı çalışanlar daha avantajlı konumda olurken, salgın sonrasında yaşanabilecek işsizlik ve genç ve düşük vasıflı işçilerin zaten zayıf olan pazarlık gücünü aşındırabilir.

Öte yandan, görev odaklı istihdam kavramı da ön plana çıkıyor. Yani çalışanların işlerini nerede ve ne zaman yaptığına bakılmaksızın ne yapılması gerektiğinin önemli olduğu… Firmaların yeteneklerine göre doğru kişileri doğru işe yerleştirerek üretkenliği daha da artırabileceği ifade ediliyor.

* * *KENDİMİZE GELMELİYİZ..

Önümüzdeki dönemde karbondan arındırılmış kavram üzerine de daha fazla yorumlar, analizler yapılacak sanırım. Zira, Joe Biden, sera gazı emisyonlarının en geç 2050'ye kadar net sıfıra ulaşacağını taahhüt etti. Diğer taraftan Çin de sera gazı emisyonlarını 2060’a kadar sıfıra düşürmeyi planladığını açıkladı. Tabii tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi bir anlamda köklü teknolojik yenilikler, ekonomik ve sosyal değişimler anlamına da geliyor.

Ayrıca bu geçişi sağlayan teknolojileri kontrol eden ülkelerin ve firmaların rekabet üstünlüğüne sahip olacağı da aşikârdır. Öte yandan, Çin, güneş panelleri, rüzgâr türbinleri, elektrikli araçlar ve bunlarda kullanılan piller gibi iklim değişikliğini azaltmayı destekleyen teknolojiler ve ürünler için küresel pazarda hâkim bir paya sahip olmaya da hazırlanıyor.

Belli ki önümüzdeki süreçte yenilenebilir enerji konusu da gündemin ön sıralarında yerini alacak görünüyor.

Bugünlerde bir kargaşa hikâyesinin oyuncuları gibiyiz. Kimse kendisini başka bir hikâyede zannetmesin. Zira hepimiz aynı hikâyenin parçalarıyız.

Eski güzel konforlu zamanlar, konforlu zeminler ötelere saklandı ve hatta çoktan gitti.

Ve şimdi sormak isterim:

Yarına farklı bir iklimde uyanabilecek miyiz? Ya da alıp başını giden yıldızları geri getirebilecek miyiz?

Bu biraz bize de bağlı sanki…

Aslında birbirimizi yargılamaya devam mı edeceğiz ya da bir olup değişimin peşinden mi koşacağız?

Ve tam da bu sebeple, hep “birlik olmak” diyorum ve demeye de devam edeceğim.

 

Neler Söylendi?